Tuesday, April 24, 2007

Kurtlar Vadisi Pusu 2. Bölüm Fragmanı

Polatın yeni aşkı

PUSLU VADİNİN AYDINLIK YÜZÜ



Kurtlar Vadisi Pusu’da Polat Alemdar’ın yeni aşkı olacak Ahu Toros karakterini, Nefise Karatay canlandıracak. Babasının faili meçhul bir cinayete kurban gitmesiyle hayatı altüst olan ve aile şirketinin başına geçen Ahu Toros’un Polat Alemdar ile tanıştıktan sonra tamamen değişecek.
Uzun zamandır röportajlarında Kurtlar Vadisi dizisinde rol almak istediğini dile getiren Karatay, başrolün kendisine verildiğini öğrendiği anı şöyle anlatıyor:
“ Pana Film’in bir diğer projesi olan Hayat Kavgam’ın ilk bölümlerinde konuk oyuncu olarak yer aldım. Bir gün beni prodüksiyondan aradılar ve Kurtlar Vadisi’nin seti hakkında bilgi verdiler. Bir yanlışlık var, ben öteki dizideyim dedim. Israr ettiler, hayır dedim hata yapıyorsunuz, kapattım telefonu. Birkaç saat geçti yapımcılar arayıp haberi verdiler. Meğer doğruymuş, çok hızlı tempoda çalışan set ekibi yapımcılardan önce davranmış. Çok mutlu oldum. Bence bu kadar başarılı ve ses getiren bir yapımda bu kadar önemli bir rolü üstlenmek, bu meslekteki herkesin hayalidir, bana kısmet oldu.”

Polat'ın kahramanlığı halktan, gücü devletten

Kurtlar Vadisi dizisindeki Polat karakteriyle adından söz ettiren Necati Şaşmaz, tekrar ekranlara dönen Kurtlar Vadisi Pusu ve Polat karakteriyle ilgili çok özel açıklamalarda bulundu
‘Kurtlar Vadisi Terör’ yayından kaldırılınca milyonlarca hayranı büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. O an içinizden hangi duygular geçti?

Bu iş bitti diye düşünmüştüm. Show TV’de dizinin yayına gelemeyeceğine dair ibare yayınlandığı anda telefonlarımız susmuyordu.
Milyonlarca insan duruma tepki gösteriyordu. Ama o an bizim senaryo ekibi ne yapıyordu biliyor musunuz? O susmayan telefonların arasında oturup, bir komedi dizisi yazdılar.
Henüz yayına girmedi ama yakında gösterilecek olan ‘Hayat Kavgam’ dizisinin senaryosunu. Aslında bu hayata karşı bir duruşun ifadesiydi. “Her şey bitmedi, yapacak daha çok şeyimiz var”ın bir göstergesiydi. Sonra Raci (Şaşmaz) geldi ve “Pusu’yu düşünüyorum” dedi. Kısa zamanda da kafasından geçen şey oluşturuldu. Kurtlar Vadisi Pusu’yu hayata geçiren şey işte bu kararlılıktır.

Bu kadar büyük bir ilgi görmek Necati Şaşmaz açısından nasıl bir duygu?

İnsanların izledikleri ben değilim, Kurtlar Vadisi. Bizim dizimizin bir tek starı vardır o da senaryo. Ben orada mekanizmanın önemli bir dişlisi, parçasıyım... Ama Polat Alemdar’ın seviliyor olması hoşuma gidiyor. Çünkü Necati Şaşmaz olarak ve bir Kurtlar Vadisi izleyicisi olarak ben de Polat’ı seviyorum.

Canlandırdığınız karakterin en çok hangi yönünü seviyorsunuz?

Polat’ın en çok namuslu oluşunu seviyorum. Bir de Polat, vatanını, milletini, devletini çok seven bir karakter. Ben de onun bu bitip tükenmeyen sevgisine aşığım.

Sizden sonra benzer projeler üretildi ama hiçbiri Kurtlar Vadisi kadar benimsenmedi. Bunun sırrı nedir?

Hiç bir zaman fotokopi aslının yerini tutmaz. Hele ki noterlik bir işiniz varsa, fotokopinin asla işe yaramadığını görürsünüz. Diğerlerini aşağılamak için söylemiyorum, sonuçta onların da emekleri vardır. Ama biz asıl olduğumuz için daha fazla sevilmemiz gayet normal.

BİR KALPTE İKİ AŞK OLMAZ

En merak edilen konulardan biri de dizideki aşkı Elif’ten sonra Polat’ın hayatına yeni bir aşk girip, girmeyeceğiydi.
İlk bölümde Nefise Karatay’ın canlandırdığı Ahu Toros karakteriyle bir yakınlaşma olabileceğinin sinyalleri geldi. Polat’ın, büyük aşkı Elif’i bu kadar kolay unutması garipsenmez mi?

Polat’ın masasının üstünde hâlâ Elif’in resmi var. Elif kolay unutulmaz. Ama hiçbir hayat yoktur ki, çok büyük aşk yaşasın ve sadece o aşkla kalsın. Muhakkak sevgiler olur. Yine de ne yönde gelişmeler olacağını ileriki bölümlerde izleyip, göreceğiz.

Necati Şaşmaz’ın gerçek hayatında yaşadığı büyük bir aşk var mı?

Elif kadar sevebildiği birisi yok.

Bir röportajınızda hiç aşık olmadığınızı açıklamıştınız. Sizce böyle bir şey mümkün mü?

Mümkün. Şu ana kadar hiç aşık olmadım. Ama daha ölmedim. Öyle bir aşk yaşamak isterim...

O boşluğu nasıl doldurdunuz?

Ben aşktan ziyade sevgiye önem veren bir insanım. Aşk yaşamak güzel ama insan kimyasını bozan tarafları var. Çok zirvede yaşanan, sonra da döküntülere uğrayan bir şeydir aşk. Sevgi ise kalıcı ve çizgisi devam eden bir şey. Bu yüzden aşka değil sevgiye inanan biriyim.

Peki Polat’ın kalbinde hem Elif’i taşıyıp hem de Ahu’ya aşık olması mümkün mü? Şöyle sormak lazım bir kalpte iki aşk olur mu?

Bir kalpte iki aşk olmaz, ama birden çok sevgi olabilir. Polat ile Elif aşkı yaşamış ama Elif hayatını kaybetmiş. Aşk sevgiye dönüşür. Hayatında yeni bir aşk bulabilir. Bu da Polat’ın duygusunun başka bir kaba girmesi gibi algılanabilir.

Polat’ın kahramanlığı halktan, gücü devletten

Bizim izleyicimizle aramızda özel bir bağ var. Herhangi bir olayı anlatırken, geçmiş sahnelere dönmemiz ve değişik vurgular yapmamız izleyiciyi şaşırtmıyor.
Kurtlar Vadisi Pusu’da da önceki Vadi’nin 20. veya 30. bölümleriyle bağlantılar yapacağız. Ama seyircinin o olayları da hemen hatırlayacağına eminim.
Örneğin Polat’ın içerisinde olduğu KGT diye bir kurum vardı. Bazı olaylar nedeniyle bu kurumla kavgası oldu ama Polat KGT’ye özünden bağlı.
Şimdi de ajan olarak her zamanki gibi devleti için çalışacak. O yüzden Polat kahramanlığını milletten, gücünü devletten almaya devam edecek.

Sözler küçük ama anlamları büyük

Kurtlar Vadisi Pusu’nun küresel çeteyi anlatan bir konusu var.
Olayları yine Polat Alemdar’ın gözüyle anlatacağız. Çünkü o, olaya hem sıradan bir vatandaşın gözüyle hem de bir devlet görevlisinin gözüyle bakıyor.
Hikayenin kurgusu onun üzerine. Anlatacağımız konu ise Avrasya’dan yönetilen bir küresel çetenin Türkiye uzantıları ve iç içe geçmiş kimi zaman birbirine tamamen zıt kuvvetler.
Aslında yeni dönemde de seyircimizin yabancı olmadığı bir konsept üzerinden yürüyeceğiz. Küçük detaylar ve ufacık sözler üzerinden büyük şeyler anlatacağız.

Pusu’da bu kez konsey yok

İlk bölümde dikkati çeken şeylerden biri de geniş kadronuz oldu. Özellikle tiyatrocuların ağırlıkta olması özel bir tercih miydi?

Dün sizin gazetenizde yeni oyuncu kadrosunu görünce bir kez daha şaşırdım. 24 tane yeni isim var. Her biri birbirinden önemli ve usta isimler.
Bizim jenerik aktıkça insanın ‘aaa bu da var, o da burada’ diyesi geliyor.
Hani tiyatrolarda büyük bir sanatçı sahneye dahil olduğunda bir alkış kopar ya, bizim dizide de her usta ekrana çıktığında insanın alkışlayası geliyor. Bu kadar çok önemli isimle aynı projede yer almaktan dolayı mutluluk duyuyorum.

Kurtlar Vadisine en çok hangi marka reklam verdi?

Dün akşam ekrana dönüş yapan Kurtlar Vadisi günün en çok reyting alan programı olurken diziye de 70 markanın 141 tane reklamı girdi. Peki, hangi marka en çok reklamı verdi, Sağır Oda kaç reklamda kaldı?
__________
Yayından kaldırılışı büyük tartışmalara ve protestolara neden olan Kurtlar Vadisi-Terör, “Kurtlar Vadisi Pusu” adıyla Show TV ekranlarına geri döndü. “Aynı gün, aynı saatte” tanıtımıyla ekrana gelen dizi, günün en çok izlenen yapımı oldu.

MTM, ilk bölümü 19 Nisan’da ekranlara gelen ve en yüksek reytingi alan Kurtlar Vadisi Pusu’nun aldığı reklamları ölçtü. Buna göre diziye, 70 marka, toplam 141 adet reklam verdi ve bu reklamlar 44 dakikayı aşkın bir süre izleyicinin karşısına çıktı.

Kurtlar Vadisi Pusu’ya en çok reklam, Turkcell’den geldi. Diziye en çok reklam veren diğer markalar ise sırasıyla; Vodafone, Doğtaş Mobilya, First ve Mavi Medya Yayıncılık oldular.

Kanal D’de izleyicileri ile buluşan ve yine gündeme ilişkin çarpıcı hikayelere yer vermesiyle dikkat çeken Sağır Oda ise günün en çok izlenen dördüncü yapımı oldu ve toplam 69 reklam aldı.

'Bize Ermeni Polat AIemdar lazım' (Ece Temelkuran - Milliyet)

Yazar Ece Temelkuran, Ermeni ve Hıristiyan vatandaşlarımızın yavaş yavaş bavullarını toplamaya başladığını belirterek, çözüm adresi olarak Polat Alemdar'ı gösterdi.


Ece Temelkuran'ın köşe yazısı
Kan kırmızı çizgiler

Kafamızdaki sınırlar, içimizin en derinine sakladığımız kırmızı çizgiler kritik olaylarda ortaya çıkıyor. Ortalık sütlimanken uzlaşmak kolay. Ama Hrant'ın ölümünden sonra "Hepimiz Ermeniyiz" sloganı atıldığında birileri çıkıp bağırıyor:
"Ben Türküm! Türküm! Türküm!"
Anlıyoruz ki, alçakça işlenmiş bir cinayete karşı olduğunu anlatmak için, kendini bir dakikalığına bile Ermenilerin yerine koymaya katlanamayanlar var.
Yarılma başlıyor böylece. Ardından Malatya katliamı geliyor. Bu kadar hunharca bir cinayeti hakkıyla kınamakta zorlananlar var.
Mümtaz Soysal, misyonerlik faaliyetlerini yasaklamamanın sonucunun bu olduğunu yazacak kadar uzaklaşabiliyor temel insan haklarından. Ardından, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün çıkıp bağıra çağıra, hem de böylesi bir cinayetten sonra, kiliselerin açık adreslerini canlı yayında veriyor. Hatta iki kez tekrar ederek.

Boğazlananın metaneti
Başbakan, Protestanların temsilcisi İhsan Özbek'in tepkisini "kinci, tahrik edici" buluyor. Neden boğazı kesilenden metanet bekleniyor, bilemiyoruz. Bu konuda televizyonlarda konuşan hemen herkes, sanki yasakmış gibi "meşum misyonerlik faaliyetlerinden" söz ediyor.
Bu memleketin baştakiler döv deyince öldürdüğünü, imamın hapşırması halinde cemaatin ağır nezleye yakalanma geleneği olduğunu hepimiz biliyoruz.
Maraş, Çorum, Sivas katliamlarını yaşamış, Papa'ya silah çekenleri "kahraman" ilan etmiş, rahip Santoro cinayetinden sonra tek suçluyu "Hıristiyanlık faaliyeti" olarak görme eğilimi göstermiş bir memlekette yaşıyoruz. Bu memlekette katillerden ziyade mağdurları hedef göstermek bu memleketin genç, öfkeli, aşırı milliyetçi ve aşırı İslamcı gençlerine ne diyor?

Bir avuç öteki öldürülerek, kaçırılarak bitecek nihayet. Aldığım haberlere göre Ermeniler, Hıristiyanlar yavaş yavaş bavullarını toplamaya başladılar. Bu ülkeden hiç gitmek istemeseler de, içleri kan ağlasa da artık boğazlarının kesilebileceği ihtimaliyle yaşamak istemiyorlar.
Yakında gözle görünmeyen bir göç yaşanacak bu ülkede. Başladı bile. Henüz bu bilgi yeterince açığa çıkmadı, ama oluyor. "Öteki" ilan edilenler gidiyorlar. Sonunda ne olacak peki?
Hrant'ın ve Malatya'daki insanların öldürülmesine neden olan mekanizma faşizmin en basit mantığına dayanıyor:
Düşman ihtiyacı!
Faşizmle sakatlanmış bir toplum, düşman olmadan ayakta kalamaz. Yeni düşmanlar bulması, eğer yoksa üretmesi, imal etmesi gerekecek. Bu genç çocuklar, Hıristiyanlar, Museviler, Ermeniler tükenince bu kez kendilerinden "daha az Müslüman", kendilerinden "daha az Türk" bulduklarına saldırmaya başlayacaklar. Baştaki "imamlar" hapşırmaya devam ettikçe onların nezlesi azacak.

Ermeni Polat lazım
Televizyondan konuşmakla, köşelerden lanetlemekle, açıklamakla olmuyor. Bizim sözlerimiz bu çocuklara ulaşmıyor. Bizim sözlerimiz cinayetlerin tezgâhlandığı "ocaklara", internet kafelere giremiyor.
Oralara girecek sözler lazım bize, oralara girecek medya ve siyasi örgütler. Eğer sadece onu ciddiye alıyorlarsa daha insani, daha aklı başında bir Polat Alemdar. Ermeni, Musevi, Hıristiyan dostları olan bir Polat Alemdar.
Bu bir çaresizliğin ifadesi olabilir, hatta size komik gelebilir. Ama zaten bize komik, akıl almaz gelecek argümanlarla kafaları doldurulmuş çocuklar işliyor bu cinayetleri. Biz de o çocuklara akıl almaz ve komik geliyoruz. Aramızdaki çizgiler belirginleştikçe, kendi kafamızdaki kırmızı çizgileri sorgulamadıkça o çizgiler kan kırmızı oluyor. Kırmızı kan olukları oluyor...



MİLLİYET

Kurtlar Vadisi Pusunun Tekrar Yayını

__________________

KURTLAR VADİSİ PUSU YAYIN SAATİ

Kurtlar Vadisi Pusu' nun 2.bölümü, Uefa Kupası Maçı olması nedeni ile Bu Hafta Saat 20:00' de yayınlanacaktır. Ayrıntılar ve Yorumlar İçin Tıklayın...